Boğaziçi Olimpik Yüzme ve Spor Kulübü, Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü ve Spor A.Ş.’nin ortaklaşa düzenlediği bir etkinlikti Fenerbahçe – Yassıada Yüzme Etkinliği. 8 Temmuz Pazar günü gerçekleştirilen etkinlik, Türkiye sularında grup halinde yüzülen en uzun resmi yüzme mesafesi olarak tarihe geçti.
20 kadar özel davetli yüzücünün katıldığı bu etkinliğe ben de katılma şansına sahip oldum. İşte, 1 ay kadar önce kaleme aldığım izlenimlerim:
“(GPS’le ölçtüğüm yüzme mesafem: 11.270 metre. Süre: 2 saat 4 dakika.)
İşte açık deniz böyle birşey. Geçen yıl bu parkur 5 saatte tamamlanabilmiş. Bu kez yaklaşık 20 kişi birbirimizi bekleyerek yüzdük. Sanırım 6-7 kişi arada tekneye çıkmış. Herkesin adaya varış zamanı bu süreden +/-5 dk. olarak düşünülebilir. Aramızda 1-2 kişi bugün bu mesafeyi 1:35-1:40 arası yüzebilecek kişilerdi, grup yüzüşünü bozmamak için ileri-geri yüzerek zaman geçirdiler 🙂
2 tekne ve bir şişme bot grubu çok iyi idare ettiler. Deniz trafiğinin yoğun olduğu bir bölgede hemen hemen hiç tedirginlik yaşamadık.
Suya ilk girdiğimiz nokta Fenerbahçe Marina’nın bulunduğu koyun biraz açığı, burundan yaklaşık 1.500 m. mesafedeydi. Su o bölümde bence 19 derece gibiydi. Millet dondu ama ben bu ısılara alışığım. Fakat yüzmenin ortalarına doğru bazı soğuk akıntılarında 2-3 kez üşür gibi oldum. Akıntı demişken; bu derece akıntı yardımı olmadan mümkün değil tabi ki, çok ciddi akıntıdan faydalanmışız. Özellikle Yassıada’nın sahilindeki akıntı Boğaziçi yarışının finişini aratmıyor. Dipteki yosunlara bakıyorsunuz, sanki aşağıda fırtınalar kopuyor…
Sudan çıktıktan 10 dakika sonra zangır zangır titremeye başladım. Üşümüyordum ama titriyordum. Bir an önce birşeyler yemem gerekiyodu, yanımda ise jelden başka bir şey yoktu (mayomun arkasına fişek gibi 4 ad. jel sıralamıştım, sadece 2’sini tükettim). Vücudumun acil gıdaya ihtiyacı vardı ancak ona ulaşması 20 dk.’yı buldu. Organizasyondaki belki de tek eksiklik bize sağlanan ikramların çıktığımız anda hazır bulunmaması, hatta çantalarımızın bile açıkta bekleyen tekneden geç gelmesiydi.
Hayatımın en uzun açık deniz yüzüşü beklediğimden çok daha kolay geçti. Meis-Kaş’la kıyaslarsam bunun zorluk derecesi onunkinin yarısı kadar olmasa da 3’te 2’si kadardı. Zaten orada bu yıl yüzdüğümden 11 dk. kısa da sürdü. Hava koşulları da mükemmeldi, 2. yarıda civardaki gemilerin ölü dalgalarının dengemizi bozduğu bölümler haricinde bol denizanalı bir havuzda yüzmüş gibi olduk. Yemek tabağı büyüklüğünde olanlarından 2-3 tanesini ellerim delip geçti, daha fazlasından ufak manevralarla kurtulmayı başardım.
Birkaç kez, yakın civarımda açık renk parlaklıklar gördüm, suyun yüzeyinden kontrol ettiğimde hiç insan göremedim. Motorla dönüşte onların minik yunuslar olduğunu anladım 🙂 Keşke su daha temiz olsaydı da onları denizdeyken tanıyabilseydim, harika bir tecrübe olurdu…”
Ekinliğin amaçları şu şekilde sıralanabilir:
1- İstanbul’un “2012 Avrupa Spor Başkenti” oluşu anısına bir etkinlik yapmış olmak
2- Başbakan R.T. Erdoğan’ın yaklaşık bir buçuk yıl önce dile getirdiği, Yassıada’nın Kültür Bakanlığı’na devredilerek bir “Demokrasi ve Özgürlükler Adası” haline getirilmesi projesinin gündeme taşınarak bu konudaki faaliyetlerin hızlandırılması.
3- Marmara Denizi’nin sanayi ve şehir atıklarının pompalanmadığı, 30 yıl önceki temiz günlerine geri döndürülmesi arzusunun ortaya konması.
Bu etkinliği düzenleyen tüm yetkililere ve benim katılmamı sağlayan, maratonyuzme.com’un kurucusu Emrah Özsevim’e sonsuz teşekkürler.
FENERBAHÇE – YASSIADA YÜZME ETKİNLİĞİNE KATILANLARIN LİSTESİ:
1- Hakan ALSARAN
2- Önder ARI
3- Mustafa AYDOĞDU
4- Altan DEĞERLİ
5- Kemal DİNÇKAL
6- Abdülkadir DOKUMACI
7- Menderes ESKİÇIRAK
8- Mehmetcan GÜNDEŞ
9- İrfan HATTATOĞLU
10- Ayşe Göksu HINCAL
11- Mark MİNASYAN
12- Emrah ÖZSEVİM
13- Mustafa PEHLİVANLAR
14- Sabahattin SABAN
15- Umut SALAR
16- Emre SEVEN
17- Günal ŞENOCAK
18- Ali TIRTIR
19- Nurettin ÜNAL
20- Ahmet Selami VANLI
bendorfin 